Acıyorum (Başyazı) / 2019 Nisan

Çağlayan Dergisi - Un pódcast de Çağlayan Dergisi

Başta insanoğlu, hususiyle de anne-babaolmak üzere bütün canlılarda bu tür bir şe􀏐kathissi ve acıma duygusunun mevcudiyeti “lâzım-ı gayr-ı müfârık” olarak söz konusudur ki,canlı, bu duyguyu tetikleyen hemen her tablokarşısında onu savma adına ölesiye gayretleregirer.. kendi hayatını istihkar edercesine “Canfeda!” der ölüme yürür.. bu acıma hissinin neyemal olacağını düşünmeden ateşleri göğüsler..yaşama duygu ve düşüncesini bütün bütüngönlünden siler.. ve bütün hissiyatıyla, çeşidine olursa olsun o acıyı dindirme ve o yangınısöndürme üzerinde yoğunlaşır. Öyle ki, bu içsızısıyla yavrularını koruma adına tavuk kediye-köpeğe saldırır.. tavşan ölümü göze alarak,kurtla-sırtlanla yaka-paça olur.. sığırlar arslana-kaplana boynuz tehdidinde bulunur... Heleinsan hele insan; o, bu engin his ve iç derinliğiniyitirmemişse, acıma hissini tetikleyen benzertablolar karşısında yanar-yakılır.. kendini ateşlereatar.. ve o derin acıma ruh haletiyle gözünükırpmadan yürür ölümün üzerine.Şe􀏐kat hissi ve acıma duygusu kalbî hayatıninkişafıyla mebsûten mütenasiptir; âlî ruhlardaaşar o her çerçeveyi ve gider ulaşır akrabü’l-mukarrabîn u􀏐kuna. Onlar, isyan ederler“Ateş düştüğü yeri yakar!” bencilce mülahazalarına;“Nereye düşerse düşsün, o alev beni kavurur,püryan eder!” der, ellerinde insanî şefkattulumbaları, “Yangın var!” âvâzeleriyle koşarlaralevleri söndürmeye...