İç Çürüme ve Onarım Yolları 3 / 2019 Ağustos
Çağlayan Dergisi - Un pódcast de Çağlayan Dergisi

Categorías:
Mahiyet-i mübeccelesiyle melekleri bile imrendirecek potansiyel bir konumu haiz bu “ahsen-i takvîm” abidesinin bu ölçüdeki su-i akıbeti, ruhânîlere fâikiyetine rağmen şeytanları biletiksindirecektir. Kendinden, donanımından veAllah karşısındaki konumundan habersiz butipler kendilerini hakir duruma düşürdüklerigibi, yaratılış itibarıyla ulvî mahiyetlerini dejenere ettiklerinden dolayı da yer-gök ehlincelanetle yâd edileceklerdir. Evet, bu, Hak nezdindeki yer ve kıymetini bilememe ve kendinihakir görmenin neticesidir. Ne hoş dillendirirmahiyet-i insaniyeyi milli şairimiz:“Haberdâr olmamışsın kendi zâtından dahâlâ sen,‘Muhakkar bir varlığım!’ diyorsun ey insan,eğer bilsen.Senin mâhiyyetin hattâ meleklerden deulvîdir;Avâlim sende pinhandır, cihanlar sendematvîdir.”Ne var ki bunun böyle bilinmesi de bütüncülbir bakışa, her şeyi gerçek mahiyetiyle görüpdeğerlendirmeye, oldukça derin bir tefekkür,tedebbür ve teemmüle vabestedir. Ancak buyol ve yöntemlerle insan kendini doğru okuyabilir; okuyabilir ve bu konuda düşünce enginliğiyle gider otağını tâ “Mustafeyne’l-Ahyâr”zirvelerine kurar; kurar ve sıyrılır bir hamlededünya ve mâ�îhâdan, onun ziynet ve debdebesinden.. kanat çırpar üveyikler gibi sonsuzluksemalarına doğru.. iç âlemini kendine has derinlikleriyle müşahedeye koyulur.. ve latîfe-irabbâniyesini göz kamaştırıcı renk ve deseniyle okumaya durur.. salar kendini satır satır varoluş gayesini mütalaaya.. atar sırtındaki benlik semerini; “Hak” der, yürür kendi uzaklığınıaşma istikametinde.. ruhânîlerin teşrifatçılığıyla öylesi erişilmezlere erer ki, tükürür her türlü dünyevî debdebe ve ihtişamın kirli yüzüne..kendini keşfedip bulmanın şehrâyinlerini yaşar ve yudum yudum Hak tecellilerinden kâsekâse kevserler yudumlar.. an olur, aşk u iştiyakmeltemleriyle selviler gibi salınmaya durur..zaman gelir, güller dalında şakıyan bülbüllergibi çevresine bayıltan nağmeler sunar.. silinirgider gözünde dünyanın yalancı güzelliklerininyanında cennetlerin hûri-gılmanı, köşkü-sarayıve balı-kaymağı.. “Hû” der oturur-kalkar, Yunusdiliyle “Bana Seni gerek” der inler.Anlamaz bunları “Dünya, dünya!..” deyipinleyenler; bu yalancı âlemin süs ve ziynetinden sıyrılamayanlar; tûl-i emel ve tevehhüm-iebediyet yanılgılarıyla ukbâyı görmezliktengelerek saray saray üstüne inşa edenler; akıllarını ve kalblerini villalara ve �ilolara ipotekhaline getirenler. Bütün bunlara “Yuf!” demekdilimin ucuna kadar geliyor ama ifade kirliliğinden uzak durma mülahazasıyla denecekleritarihin kirli sayfalarına emanet ederek konuyabir nokta koyup geçiyorum; geçiyorum, ziraışık süvarilerinin bekledikleri başka şeyler var.Evet, onlar ellerinde nur meşaleleriyle ziya avlama peşindeler. Karanlık ruhlar zulmetler sarmalları içinde kalakalsınlar, onlar,“Hak şerleri hayr eyler,Sen sanma ki gayr eyler;Ârif ânı seyr eyler,Mevlâ görelim neyler,Neylerse güzel eyler!..” (İbrahim Hakkı)deyip topluca tefvîz atmosferine ermeyihecelemekteler...M. Fethullah Gülen Hocaefendi