Insan Muamması 4 / 2019 Şubat
Çağlayan Dergisi - Un pódcast de Çağlayan Dergisi

Categorías:
eygamberler yolunda hareketeden ve bunu içtenleştirerek değişmezhayat çizgisi haline getirebilenler,topyekûn varlığın,eşya ve hadiselerin mübeccel bir fihristiseviyesine yükselmiş olurlar ki, وَمَا خَلَقْتُنسَ إِلَّا لِيَعْبُدُونِ الْجِنَّ وَا ِْ “Ben ins ü cinni başkadeğil, sadece (Beni bilsin) Bana kullukta bulunsunlardiye yarattım.” (Zâriyât sûresi, 51/56)ferman-ı sübhânısince, insan olarak yaratılmanıngayesi de bu olsa gerek. Bu ufkunâbid-i âşıkları hem Hakk’ın matmah-ı nazarı,hem ilahı tecellılerin öyle birer saray-ıpür-nurudurlar ki, ihtimal ruhanıler bileKâbe’yi tavaf ediyor gibi o metâf çevresindedöner dururlar.Böyle biri, bütün bunları ihsan edenekarşı sürekli minnetle soluk alır verir.. herşeyi “mâ hulika leh”inde kullanma heyecanıylaoturur kalkar.. bir ârif-i âşık olarakvarlığını yokluğa bağlar.. vücudunu ziya-ivücûd-i Hakk’ın zılli sayar.. tabiatının birderinliği haline getirdiği yok olup silinipgitmeyi O’nun tecellisi için olmazsa olmazkabul eder, bu mülahaza adesesiyle kendinebakar.. ve “fenâfillâh”, “bekabillâh” kevserlerindenneler yudumlar neler yudumlar!..Aksine,“Yokluğunda var olan, varlıkta bilmez yokluğu,Sohbet-i yâr lezzetini bilmez beyim, ağyâr olan.”Bilmez ve daraltıp sığlaştırdığı ten mahbesiiçinde çırpınır durur. İdrak edemezgerçek var olmanın lezzetini.Evet, insan “üns” iştikakıyla ele alındığında,o bir “enîs ü celîs” mihmânı halinegelir; “nisyan” ‘müştakkun minh’i gafletiiçine daldığı zaman ise, nisyanla malulolmaya namzet, yolzede bîbaht biri durumunadüşmüş olur. İmrendirirken birinciyönü itibarıyla arz u sema sakinlerini;tiksindirir nisyana yuvarlanma haliyleşeytanı ve ervah-ı habîseyi. Birinci şıkta o,üns-i ruhanî ve “bî kem u keyf” maiyyet-irabbaniye sayesinde, ötelerin ve ötelerinde ötesinin tecellî ve tezahür meltemleriyleher an ayrı bir humâr yaşar ve bu sermestiylekendinden geçer; cismâniyetinetakılıp ikinci duruma düştüğünde de iç içeküsuflar yaşayarak dünyaları kendine zindaneder.Birincilerin ufkuna açılma azm ü ikdamıve cismâniyetten sıyrılma gayretleri, ünskahramanlarını meleklerin uçuştuğu istikametedoğru kanatlandırır; onlara mazhariyetlerininhedefini gösterir, zevk ettirir veonların Hazreti Mâlikü’l-Mülk’e karşı fakr uihtiyaç duygularını uyarır. Diğer taraftan dabütün varidatların kaynağını ihsas ile onlaranasıl bir mevhibeler çağlayanı başındabulunduklarını duyurur; duyurur da kendilerinibir Ganiyy-i Ale’l-Itlak’ın mazhar-ıfeyz-i etemmi görerek koşarlar O’nun huzurundael-pençe divan durmaya, iki büklümolup tazim ü tekrîm tavırları sergilemeye,içlerini O’na dökmeye ve kurbet kevserleriyudumlamaya...