Kendiyle Yüzleşmede Peygamber Ufku (5) / 2018 Haziran

Çağlayan Dergisi - Un pódcast de Çağlayan Dergisi

Bir başka şekildedir Hazreti Kelîmullah’ın sergüzeştisi.. dünyaya teşrifleriyle daha beşikteyken ırmağa salınışı.. can alıcı hasımlar tarafından belli bir yaşa kadar korunup kollanışı.. bir kaza hadisesinden sonra maskat-ı re’si olan Mısır’dan ayrılışı.. ve bir başka diyarda dâussıla duygusu ve hâmîsiyle yaptığı mukavelenin gereklerini yerine getirirken adeta bir seyr u sülûk-i ruhânî yaşaması.. günler, haftalar değil senelerce erbaînlerden geçmesi.. selefleri gibi hep çile ve ızdırapla oturup kalkması… Hâsılı, “أَشَدُّ النَّاسِ بَلاَءً اَلْأَنْبِيَاءُ– Belanın en çetin ve altından kalkılmazı enbiyanın kaderidir.”[1]fehvasınca hep çekmişti; sürekli çekiyordu ve gelecekte de hep çekecekti ama bela-i dertten âh etmeyecekti.