Kronik Hastalığı Olan Çocukların Eğitim ve Bakımı / 2019 Ağustos

Çağlayan Dergisi - Un pódcast de Çağlayan Dergisi

nsanoğlu fevkalade bir maddî ve manevî donanımla dünyayagelir ve çevresindeki hasta edici binlerce sebebe rağmen hayatını onlarca yıl sürdürebilir. Yetişkinler gibi çocukların da çoğusağlıklıdır, bu sebeple uzmanlaşmış sağlık hizmeti ve desteğineçok az ihtiyaç duyulur. Dünya üzerinde kronik hastalık yükünün artmasısebebiyle global ve ülke bazında sağlık politikası düzenleyicileri, kronikhastaların evde bakılması yönünde görüş bildirmektedir. Çocuk ve aileiçin fıtrî, konforlu ve sosyal hayata kısmen de olsa katılma imkânı verenbu eğilim, en iyi çözüm olarak gözükmektedir.Uzun vadeli bakıma muhtaç bir hastayla ilgili çok yönlü sorumluluklarvardır. Sağlık, eğitim ve sosyal ihtiyaçlar için ilgili kişi ve kurumlarlaişbirliği yapılmalıdır. Ana zorluklardan biri ebeveynlerin çocuklarınınsağlıklarını yönetmek zorunda kalmalarıdır. Bu durum evde birazkarmaşa ve korkuya sebep olabilir. Geleneksel ebeveyn rolünün aksine,bakıcı rolü pek çekici gözükmez. Bu süreçte bakıcı rolünü üstlenen kişinin, içinde bulunduğu dinamik sürece adaptasyonu, görev ve sorumlulukları kavranması beklenir. Bakım veren kişinin psikolojik ve �iziki iyilikhali, yaşı, başa çıkma yeteneğinin yanı sıra, hastanın sakatlık veya hastalığının derecesi, ihtiyaç duyulan desteğin türü, diğer bakım sağlayıcılarıntutumları da bakım sürecinde stres verici faktörler olabilir. Öte yandansosyal ilişkiler ve eğitim desteği alabilme gibi unsurların yanında sosyoekonomik statü, resmi bakıma hizmetlerine erişim ve kültürel ortam, bakımın verim ve sonucunu etkileyebilir.1,Çocuklara karşı gösterilen sevgiyi, çocuk psikologları “büyüme vitamini” olarak nitelendirir. Araştırmalarda çocuk için sağlanan maddî imkânların, sevginin yerini tutmadığı anlaşılmıştır. Çocuğun sosyalleşebilmesine yardım eden sevginin ve alakanın, sağlıklı çocuklarda bile büyüktesiri varken hasta çocuk için ne kadar hayatî olduğu anlaşılır. Efendimiz’in (aleyhissalâtü vesselâm) bizzat uyguladığı ve tavsiye ettiği muameleler, modern dünyada da artık kabul görmekte ve özellikle hasta çocuğunbakımında sıkça uygulanması önerilmektedir. O’nun (aleyhissalâtü vesselâm)çocuğu kucaklamak, öpmek, omzuna ve sırtına almak gibi �iziki temasadayalı sevgi tezahürleri yanında dua etmek, şakalaşmak gibi sevgiyi pekiştiren davranışları da çoktur.Araştırmalarda bebeklerin kucaklanmak ve öpülmekten hoşlandığı ve bu durumun onlarda güven duygusunu pekiştirdiği anlaşılmıştır.Bilhassa hasta çocuğa bakım sürecinde bu tür sevgi tezahürlerinin sık sıkgösterilmesi ve sevginin çocuğa hissettirilmesi çok önemlidir. Enfeksiyonbulaşması gibi, temasın sebep olabileceği men�i şartlar, immün sistemibaskılanmış bazı hastalar için risk oluştursa da onlarda bile çeşitli tedbirler ile �iziki temasın devam ettirilmesinde sakınca yoktur.Bu konuda Efendimiz’in (aleyhissalâtü vesselâm) hayatından pek çok örnekverilebilir: Torunları Hz. Hasan ve Hz. Hüseyin’i (radıyallâhu anhüma) ve diğer çocukları, yanlarına giderek veya yanına çağırarak kucaklar ve bağrına basarak öperdi.