Roger Garaudy / 2019 Haziran
Çağlayan Dergisi - Un pódcast de Çağlayan Dergisi

Categorías:
Anlaşılacağı üzere o; siyasetin diğer insanlarla, tabiatla ve Allah ile insana yakışan ilişkiler kurmakla asıl fonksiyonunu gerçekleştireceğini düşünüyordu. Bu ümitle benimsediğikomünizmde bunu bulamayınca tenkitten çekinmedi, partiden atıldıktan sonra bir dönemde Hz. İsa aleyhisselâmın getirdiği mesajdabunu aramaya yöneldi. Hristiyanlığı sosyalistperspekti�inden okumaya girişerek birçok özlemini gerçekleştirdiğini düşündü. İlk döneminde böyle iken, sonraki formel dönemindebu dinin aslından uzaklaştığı kanaatine vardı.Değişmiş şekliyle Hristiyanlığı resmi din olarakilk kabul eden ve İstanbul’u da kurduğu söylenen Constantin’e (ö. 337) izafe ederek bu diniçin Christianisme yerine Constantinisme adınıkullandı. Daha sonra İslam’ı inceleyince özlemlerini onda bulduğuna inandı. İşte “20 yaşımda gördüğüm rüya, 70 yaşımda gerçekleşti”sözüyle bunu kastetmişti. Müslümanlığını ilanettikten sonra Kâbe’yi ziyaret etti ve Arapça öğrendi.Batı’nın kutsallaştırdığı Rönesans sonrası Avrupa medeniyetine ciddî tenkitler yöneltti. Allahinancından uzaklaşıp insanı merkeze alması,Pozitivizmi esas alıp sadece güç kazanmayı putlaştıran Prometheus zihniyeti, faydalının yanında faydasız şeyler de üretip tüketime yönelik birmedeniyetle gezegenimizi âdeta intihara sürüklemesi sebebiyle şiddetle eleştirdi. İçinde Allahinancının bulunmadığı, sadece vahşi bir siyasi veekonomik güç yarışının motive ettiği bir çılgınlığın, insanlığa mutluluk getirmediğini savundu.Neticede bu güç yarışı peşindeki “gelişmiş” mahdut ülkeler, dünya servetlerinin %80’ini kontroletmekte, geri kalan büyük ekseriyet ise %20’sinipaylaşmaya mecbur kalarak fakirliğe mahkûmolmaktadır. İnsanların temel sorularına ve mutluluk özlemine cevap veremeyen Rönesans sonrasıBatı medeniyeti hakkında André Malraux’nun şuhükmünde büyük bir isabet görür: “Bizim medeniyetimiz, “Hayatın bir anlamı var mı?” sorusuna“Bilmiyorum” cevabını veren, tarihin tanıdığı ilkve tek medeniyettir.” Çağdaşı birçok �ilozof vedüşünürle �ikrî tartışmalar yaptı. Bunlardan varoluşçuluğun kurucusu J. P. Sartre ile Rastlantı veZorunluluk eseri ile Nobel ödülü alan J. Monod iletartışmaları bilhassa meşhur olmuştur.Belli başlı bütün dinleri incelemeye çalıştı. Eski Amerika dinleri, Zerdüştlük, Taoculuk,Konfüçyüsçülük, Hinduizm, Budizm, Yahudilik,Hristiyanlık ve İslam’ın temel kitaplarını okumaya çalıştı. Appelle aux vivants (YaşayanlaraÇağrı), Pour un dialogue des civilisations (Paris1977, Medeniyetler Diyaloğu, ter. Cemal Aydın,İstanbul 2011), Bir Din savaşına Doğru mu?adlı kitaplarında bu serüveni açıkça görülür.Dinlere saygı duymasının sebebi, onların insana önem vermeleri idi. Müslüman olduktansonra, “Biz her peygamberi kendi milletinin lisanı ile gönderdik, ta ki onlara hakikatleri iyiceaçıklasın” (İbrahim, 14/4) ayetinin bu önemi iyiceaksettirdiğini hatırlattı. İslam’ı hem Müslümanolmayanlara anlatmak, hem de onlardan faydalanmak için başka dinler hakkında yeterincebilgi sahibi olmak gerektiğini söyledi.