Sanal Gerçeklik ve Eğitim / 2019 Şubat

Çağlayan Dergisi - Un pódcast de Çağlayan Dergisi

Bilim ve teknolojide sürekli yeni gelişmelereşahit oluyoruz. İnsanların yeni şeyler keşfedipöğrenebilmesi ve etkileşime girebilmesimaksadıyla bilgisayar teknolojileriyle üç boyutluortamların oluşturulması anlamına gelenSanal gerçeklik (SG) de uzun bir süredir hayatımızınfarklı sahalarında istifade edilen biruygulamadır. Sanal gerçeklik, hakikatte dokunamadığımız,göremediğimiz ya da duyamadığımızbazı nesneleri, duyularımızın gerçekmişgibi algılamasıdır. Farklı ortamların simülasyonunuoluşturmak maksadıyla mühendislik,tasarım ve bilgisayar sistemlerinin ortak birçalışmasıdır. Sanal gerçeklikte, kullanıcılar,maddî değil zihnî bir dünyada deney yapabilirler.“Sanal gerçeklik, insanları değiştirilmişortamlara ve süreçlere davet eder, yeni tecrübelereve hayal gücünü geliştirmeye vesile olur,böylece araştırma ve eğitime katkı sağlar” (Meinhold,2013).Sanal gerçeklik 19. yüzyılda ortaya atılanfikirlere dayalı olarak geliştirilmiş olsa da ancakson zamanlarda geniş kitlelerin ilgisini çekecekbir duruma geldi. Kulaklıklar, çok yönlükoşu bantları ve özel eldivenler gibi farklı cihazlar,insan duyularını uyandırmada ve etkileşimdebulunmada kullanılmaktadır (Pinho,2004). Sanal gerçeklik günümüz dünyasındamimari, tıp, mühendislik, eğlence, spor ve sanatgibi birçok alanda uygulanmaktadır.Sanal gerçeklik, eğitime hayatî bir katkısağlayabilir. SG teknolojileri halen geliştirilmesafhasında olsa da birçok uzman, bu tür uygulamalarıneğitime muhtemel faydalarınınfarkındadır. Günümüzde birçok öğretmen, öğrencilerisınıfta meşgul etmek için mücadeleediyor. Sanal gerçeklik çocukları faydalı bir şekildedaha çok meşgul edebilir ve ders konularınıdaha iyi anlamalarına yardımcı olabilir.SG, sınıflarda henüz yaygınlaşmadı. SamsungElectronics America tarafından yapılan bir anketegöre, öğretmenlerin yaklaşık %2’si sınıftasanal gerçeklik teknolojisi kullanıyor. Öğretmenler,sanal gerçekliğin, öğrencileri meşgulve motive edebilecek bir araç olduğuna inandıklarınıifade ediyor.Günümüzde öğrenciler dijital teknolojilereyaygın bir şekilde maruz kalmaktadır. Teknolojiyeolan bu âşinalık, öğrencilerinin öğrenmetarzında da değişimlere sebep olmaktadır. Artıköğrenciler, eğitimlerinde SG ve diğer yeniteknolojileri kullanmaya hazır konumdadırlar.Sanal gerçekliğin en etkili olabileceği alanlardanbiri “tecrübî öğrenme”dir. Bu öğrenmetarzında, öğrenciler; bilgi birikimi ve mefhumlarladüşünebilme yeteneklerini, gerçek dünyasorunlarının çözümünde kullanabilmekte veöğretmenler de öğrenmeyi yönlendirip kolaylaştırmaktadır(Wurdinger & Carlson, 2010).Tecrübî öğrenme ile ilgili her türlü etkinlik,ihtiyaç duyulan konuların tesirli bir şekildeişlenmesine yardımcı olmakla kalmaz, aynı zamandaöğrencilerin öğrenme motivasyonunuda artırır. Austin’deki Texas Üniversitesi’ndeyapılan araştırmalara göre, tecrübî öğrenme,öğrencilerin bağımsız bir şekilde öğrenmesinekatkı sağlamakta, öğrenmeyi derinleştirmekteve öğrencilerin yeni beceriler geliştirip bunlarıuygulamasına yardımcı olmaktadır.Sanal Gerçeklik Topluluğu’na göre, sanalgerçekliğin sınıfta kullanılmasının birden fazlafaydası vardır: daha aktif bir öğrenme deneyimi,öğrencilerin aynı anda bilgi ve becerilerinigeliştirmelerine yardımcı olan bir ortam, dahaderin bir konsantrasyon ve karmaşık teori vekavramların daha iyi anlaşılması. SG, her türlüöğrenme stili için uygundur. Farklı hislere hitapetmesi, akılda tutmayı kolaylaştırır. DerekHughes’un ifade ettiği gibi, “Dijital nesil, sıradışı ve ilgi çekici faaliyetler yapabilmekte,...